Elimizdeki iki veri, yani Eskişehir’de iki küçük çocuğu olan Merve Saydan’ın gözaltına alınması ve “İnsanlığın Anayasası” olarak adlandırılan evrensel etik ve vicdan rehberi, birbirine karşılaştırıldığında derin bir analitik değerlendirme yapılabilir. Bu olay, hukuk, adalet, aile hakları, vicdan ve toplumsal sorumluluk gibi bir dizi insani prensiple doğrudan çelişiyor.
1. Adalet ve Hukuk Perspektifi
İnsanlığın Anayasası’nın II. Bölümü, adaletin her şeyin kalbi olduğunu, zulmün insanlığın sonunu getirdiğini ve suçun delille sabit olmadıkça kimseye isnat edilemeyeceğini vurgular.
-
Olayda, Merve Saydan’ın suçunun ne olduğu kamuoyuna net olarak açıklanmamıştır. Bu, anayasanın “her suç delille sabit olmalıdır” ilkesine aykırıdır.
-
Kapının tekme ile kırılarak ev basılması, işkence veya haksız muamele sayılabilecek bir müdahaledir ve “hiç kimseye işkence edilemez; haysiyet dokunulmazdır” maddesini ihlal eder.
-
Gece saatlerinde ve çocukların uyuduğu bir zamanda yapılan gözaltı, adaletin uygulanma biçiminde merhametsizlik ve hukuki prosedür eksikliği olduğunu gösterir.
Bu bağlamda, hukuki prosedürler ve masumiyet karinesi göz ardı edilmiş, keyfi bir uygulama söz konusu olmuştur.
2. Aile ve Çocuk Hakları Perspektifi
İnsanlığın Anayasası, VI. Bölümde aileyi sevgi temelli, çocukları topluma ve vicdana emanet olarak tanımlar. Çocukların korunması, onların temel haklarına saygı gösterilmesini gerektirir:
-
Olayda, 1 ve 3 yaşındaki çocuklar annelerinden zorla ayrılmış, korkudan ağlamış ve evde güvenlik kaygısı yaşanmıştır.
-
Özellikle 1 yaşındaki bebek, emzirme çağındadır ve annesinden uzaklaştırılması biyolojik, psikolojik ve vicdani açıdan ciddi ihlaldir.
-
İnsanlığın Anayasası, çocukların sadece anne babasına değil, topluma emanet olduğunu vurgular. Bu bağlamda devlet görevlilerinin eylemi, hem bireysel hem de toplumsal sorumluluk açısından etik ve vicdani olarak uygunsuzdur.
Bu durum, çocuk hakları ve aile bütünlüğünün korunması açısından ciddi bir ihlal teşkil eder.
3. Vicdan ve Merhamet Perspektifi
I. ve IX. Bölümlerde vicdan ve merhamet, her eylemin temel ölçütü olarak öne çıkar:
-
Kapının tekme ile kırılması, gece saatlerinde ev basılması ve çocukların korkutulması, vicdan ve merhamet ilkeleriyle bağdaşmaz.
-
İnsanlığın Anayasası, haksızlığa uğrayanlara karşı merhamet gösterilmesini, zulmün reddedilmesini ve kalbin temiz tutulmasını öğütler.
-
Polis müdahalesi, hukuki gerekçesi olsa dahi uygulama biçimi açısından merhametten uzak, “acımasız kıyım” olarak nitelenebilir.
Vicdan ve merhametin ihmal edilmesi, olayın toplumsal ve etik açıdan sorunlu olduğunu gösterir.
4. Devlet ve Yönetim Perspektifi
VII. Bölüm, devletin halka ve Allah’a karşı emaneten görev yaptığını, liderin efendi değil hizmetkâr olduğunu belirtir:
-
Olayda uygulama yapan güvenlik görevlileri, halkın rızasını ve haklarını gözetmek yerine baskıcı bir yöntem izlemiştir.
-
İnsanlığın Anayasası’na göre, devlet görevlisi ihanet ederse halka değil, Allah’a hesap verir. Bu bağlamda yapılan uygulama, “emanet bilinci”nden yoksundur.
-
Yetkili makamların, kamu görevlilerinin ve yönetimin gücü, mazlumu korumak için kullanılmalıdır; ancak burada güç, zulüm için kullanılmıştır.
Devletin merhamet ve adalet ilkesi ile hareket etmemesi, toplumda güven ve hukukun üstünlüğü algısını zedeler.
5. Toplumsal ve Ahlaki Perspektif
-
İnsanlığın Anayasası, toplumda adalet, barış, vicdan ve merhametin temel alınmasını öngörür. Bu olay, toplumsal bir travma yaratmış, aileyi ve çocukları mağdur etmiştir.
-
Ahlaki açıdan, güç sahiplerinin eylemi, kanunla değil vicdanla ölçülmelidir. Burada vicdanın yok sayılması, toplumsal etik normlara zarar vermiştir.
-
Çocuklar, kadınlar, aileler ve masum bireyler üzerinde gerçekleştirilen bu tür müdahaleler, toplumda korku ve güvensizlik üretir; insanlığın Anayasası’nın ruhuna aykırıdır.
6. Sonuç
İnsanlığın Anayasası perspektifinden bakıldığında:
-
Merve Saydan’ın gözaltına alınması, hukuki, vicdani ve ahlaki açıdan ciddi ihlaller içerir.
-
Çocuk hakları, aile bütünlüğü, insan onuru ve vicdan, ihmal edilmiştir.
-
Devletin ve güvenlik güçlerinin görevi, sadece yasalara uygun hareket etmek değil, aynı zamanda merhamet ve adaleti de gözetmektir; bu olayda bu ilkeler göz ardı edilmiştir.
-
İnsanlığın Anayasası uygulanmış olsaydı, olayın biçimi tamamen farklı olur; delillerin varlığı, çocukların korunması ve vicdani hassasiyetler gözetilerek adil ve merhametli bir süreç işletilirdi.
Kısaca, olay, hukuk, vicdan ve merhamet eksikliğinin bir araya geldiği bir örnek olarak değerlendirilebilir ve İnsanlığın Anayasası’nın evrensel ilkeleri ışığında ciddi biçimde eleştirilmelidir.
---
haber kaynağı: https://velev.news/gundem/kapiyi-tekmeleyerek-ev-basan-polis-1-ve-3-yasinda-cocugu-olan-anne-merve-saydani-gozaltina-aldi/